küçük

dağıldığın dört köşesi, tuttuğun hiç biri.
nereye baksan onun bi köşesi sanki.
kızgın rüzgar. dağınık uykular.
nereye koşmuş olmak isterdin de seni kimse bulamasın?
suratını çorbadan mı görsünler yoksa?
ne gereği varmış ki?
çocuktuk.
çocukluk yar ve yardımcın olsun canım.

dağıldığım yok benim, tutmadım hiç bi yeri.
siyahı beyazı var, basıyosun falan.
nasıl da yaşlanmış gözlerin.
hiç büyümezmiş insanın gözleri,
seninki de yaşlanmış işte.

vurdu kırdı gol oldu.
ya seni hiç bulamasaydım?
ya bulduğumda hiç kaybetmeseydim?
ya jandarmalar buldularsa seni benden evvel?
vurdularsa sana?
bulut yağdırdılarsa üstüne?
kandırdılarsa seni?

akşamüstü kalkarsın uykundan.
bazı vatanlarda o saatlerde çay içilir.
suratın şişmiş olur, pembe ve yumuşak.
bazı vatanlarda o suratlarda ölünür.